15 Aralık 2010 Çarşamba

SAFRAN ÇİÇEĞİ



 Latince adı Crocus sativus ve soğanlı bir kültür bitkisi olan safran bitkisi Süsengiller familyasındandır. Çiçekler açınca toplanıp kurutulan stigmalar bitkinin kullanılan kısmıdır.
Safran en pahalı baharat olma özelliğ ile de tanınır. İspanya, Fransa, İtalya, İran, Hindistan, Fas, Yunanistan’da safran ekimi yapılmaktadır.
İspanya ve iran en önemli safran üretici ülkelerdir ve dünya üretiminin büyük birçoğunluğunu bu iki ülke gerçekleştirmektedir.
Ülkemizde safran üretimi sadece safranboluda az miktarda yapılmasına rağmen kurutma metodunda balmumu kullanımı kaliteyi düşürmektedir.
Safranın içinde safranal, pikrokrosin, krosin adlı maddeler bulunmaktadır. Safranın yaklaşık 80 kadar türü vardır. Baharat ilaç ve boya bitkisidir.
Kendi ağırlığının 100 bin katı sıvıyı sarıya boyar. Safran fiyat olarak oldukça pahalıdır. 1 kilo safran fiyatı 10-15 bin dolar civarındadır. Gerçek safranı bulmanın zorluğu ve de fiyatının yüksek olması bu bitkinin kullanımını etkilemektedir.
Safran nerelerde kullanılır ? İlaç, gıda, kozmetik ve boya sanayi safranın başlıca kullanım alanlarıdır.
Safran bitkisi hava geçirmeyecek kaplarda saklanmalıdır. Nem ve ışıktan korunmalıdır.
Safran Faydaları Nelerdir?
Hafızayı güçlendirir.
Depresyona karşı yararlıdır. Serotonin düzeyini etkilediği düşünülmektedir.
İştah açıcı
Kadınların adet öncesi semptomlarını hafifletebilir.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneyde safranın cinsel gücü artırma özelliği görülmüştür.
Safran Kullanımı
Günlük kullanım 0.5 – 1 gr.
Toz ya da tel halinde satılır.
Ülkemizde safran yerine aspir denilen (yalancı safran) bitki satılmaktadır. Ancak aspirin aroması ve kokusu zayıf olduğu için gerçek safrandan ayırtedilebilir.
Toz halde satılan safranın sahte olma ihtimali fazladır.
Yine başka bir hile ağırlığını artırmak için bal ve yağ emdirilmesidir.
Amerikada safran satışı açıkta degil market yöneticisinin kasasında muhafaza edilerek peşin ödeme karşılığında yapılmaktadır.
Safran bitkisinin zararları ve yan etkileri
Fazla oranda kullanımı zehirleyicidir ve hayati tehlike taşır!
Böbreklere zarar verir.
Kanamaya neden olur.
Düşük yapma riski olduğundan hamile kadınlar kullanmamalıdır.
Belirli dozlar sağlık açısından tehlike yarattığından dolayı herhangi bir rahatsızlık için kişinin kendi başına kullanmaması yerinde olur.

ÇÖREKOTU





En genel Olarak Çörek Otunun Faydaları Şu Şekilde Sıralanabilir;

• Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
• İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
• Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
• Kan şekerini düzenler.
• Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
• Damar hastalıklarını önler.
• Cinsel gücü arttırır.
• Hazmı kolaylaştırır.
• Vücuttaki toksinleri süzerek atar.
• İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
• Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
• Alerjileri önler. Çörekotu• Savunma sistemini dengeler.
• Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.

LAVANTA





Lavantanın Faydaları: Yatıştırıcı ve uyarıcı özellikleri vardır. İdrar ve gaz söktürücüdür. Karın şişliği ve migren ağrıları için yararlıdır. Romatizma şikâyetlerini hafifletir. Mikrop öldürücüdür. Kokusu vücuda kuvvet ve ferahlık verir.
Ateşli hastalara iyi gelmektedir. Özellikle Karaciğere çok yararlı olan Lavanta, karaciğerin düzenli çalışması için yardımcıdırr. Bu özelliğiyle karaciğer yetmezliği, hepatit B ve C, sarılık gibi hastalıklarda yararı görülür.
Lavanta çiçeği yağı kapalı göze kompres yapıldığında gözleri kuvvetlendirir ve rahatlık verir.
Lavanta Nasıl Kullanılır? Çoğunlukla kokusu için kullanılır. Lavantadan lavanta yağı ve lavanta kolonyası elde edilir. Kokusu tahta kurdu, güve gibi böcekleri uzaklaştırır.
Lavanta çayı, romatizma ağrılarını azaltır, ayrıca saç diplerine sürüldüğünde saç dökülmesini azaltır. Lavanta yağı bulantı ve kusmaları gidermekte faydalıdır.
Lavanta yağı ayrıca, başta egzama ve yanık olmak üzere sedef, akne gibi cilt rahatsızlıkları için de kullanılır. Yemeklere ve salatalara 2-3 damla lavanta yağı katmak cinsel gücü arttırıcı etki gösterir.
Lavanta yağı zehirlenmelere ve çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabileceği için günde 5-6 damladan fazla kullanmamak gerekmektedir.Alkol kullananlar, hamileler ve emziren anneler lavanta kullanmamalıdırlar.


devamını oku: Lavanta Faydaları-mucize iksirler http://mucizeiksirler.blogspot.com/2008/09/lavanta-faydalar.html#ixzz18BIeubzv

REZENE

Bilinen en eski afrodizyaklardan biri olan rezenenin her gün bir parça tüketimi cinsel gücü arttırır. Rezenenin tohumundan köküne kadar her şeyi kullanılabilir.

Çok eski zamanlardan beri bilinen ve Romalılar’ın baş tacı olan bu bitki gladyatörlerin güçlü ve haşin olmalarını sağlamak amacıyla kullanılıyordu. Romalı savaşçılar sağlıklarını korumak, kadınlar ise zayıf kalmak amacıyla rezene yerlerdi.

Anglosaksonlar şeytana karşı gücü olduklarına inandıkları bu bitkiyi dokuz yararlı ottan biri sayarlardı. İmparator Büyük Şarl iyileştirici özelliklerinden ötürü 812 yılında rezenenin her imparator bahçesi için gerekli olduğunu vurgulamıştı.

Kökeni Akdeniz ve Batı Asya olan rezene eskilerden beri sebze ve salata olarak kullanılır. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde yaygın olarak kullanılır.

Rezene verimli ve kireç bakımından zengin ama fazla nemli olmayan topraklarda yetişir. Ilıman ve sonbaharı uzun geçen iklimleri tercih eder. Görüntü olarak dereotuna çok benzese de yararları çok farklıdır.

Bir çok faydalı özelliğinin yanı sıra sinirleri de yatıştırdığı bilinir.

Her gün meyvesi dövülüp balla karıştırılarak bir kaşık tüketilirse veya kaynatılarak çayı içilirse insan sağlığına kattığı bir çok yararla birlikte cinsel gücü ve isteği arttırır.

Aşırı dozda alınmaması gerekir.

Nelere faydası vardır?

- Cinsel gücü ve isteği arttırır
- Gözlere iyi gelir
- Mideyi rahatlatır
- Gaz söktürücü özelliği vardır
- Hazmı kolaylaştırır
- Açlık hissini yatıştırır
- Teskin edici etkisiyle, sinirleri yatıştırır ve mutluluk hissi verir
- Özellikle bebek ve çocuklarda mide-bağırsak sistemindeki kramları hafifletir

Nasıl kullanılır?

Tohumu: Soslar, balık yemekleri ve ekmek yapımında kullanılabilir. Ayrıca yeni sürgünleri kışın salatalara eklenir. Tohumu çiğnenirse nefesi ferahlatır ve soluğun kokusunu temizler.

Yaprağı: Salata ve sebze yemeklerinin üzerine doğranır. Çorba ve yağlı balık yemeklerine katılır. Yaprakları kaynatılarak çay olarak içilir

Gövdesi: Körpe gövdesinden salata yapılır

Soğanı: Çiğ olarak dilimlenip sandiviç veya salatalara eklenir. Ayrıca kök sebzesi olarak pişirilebilir.

Güzellik için: Tohum ve yaprağı kaynatılıp buharı yüze uygulanırsa gözeneklerin açılmasını sağlar ve cildi derinlemesine temizler

YABAN GÜLÜ

Yaban gülü çiçeğinin resmidir. Şifalı bir bitkidir. Kabız edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taşlarına karşı kullanılır. C vitamini yönünden zengin olduğu için de bazı bölgelerde marmelat yapımında kullanılır.

KUŞBURNU


Kuşburnu (Rosaceae familyası) meyvesi, insan beslenmesi açısından önemli vitamin, mineral ve karbonhidratları içermektedir. Kuşburnunun besleyici değerinin yanı sıra, çeşitli rahatsızlıklara karşı bünyeyi koruyucu, kısmen de çeşitli rahatsızlıkları tedavi edici özellikleri vardır. Kuşburnu meyveleri gıda sanayinde değişik ürünlere (meyve suyu, reçel, marmelat, püre, komposto, çay) işlendiği gibi bebek gıdaları, meyve suları, yoğurt, süt gibi gıdaların vitamince zenginleştirilmesinde de kullanılmaktadır. Esas olarak pulp kısmı kullanılan kuşburnu meyvesinin, diğer dikkati çeken fakat henüz bilinmeyen çekirdekleri de önemli kullanım alanlarına sahiptir. Kuşburnu meyvelerinin çeşitli ürünlere işlenmesinden sonra atık olarak görülen kuşburnu çekirdeklerinin çok az bir kısmı, yöre halkı tarafından kırdırılarak hayvan yemi rasyonlarında kullanılmaktadır. Yine, ekonomik açıdan değerli olan kuşburnu meyvesinin çekirdekleri yatıştırıcı olarak da kullanılabilmektedir.

Kuşburnu çekirdeklerinde %91.84-92.24 kurumadde, %6.89-8.64 protein, % 1.94-2.09 kül, 0.22-0.44 mg/100g askorbik asit, %6.92-8.60 yağ ve %2-3 eterik yağ bulunmaktadır.

Kuşburnunun meyve ve çekirdeklerinde bol miktarda absisik asit (ABA) varlığından dolayı meyveler kışın dökülmeden kalmakta ve kolay çimlenememektedir.

Kuşburnu çekirdekleri E vitamini ve yağ açısından etli kısma nazaran daha zengindir. Kuşburnu çekirdek yağında en fazla bulunan yağ asitleri linoleik asit (%50.08), araşidik asit (%20.00) ve oleik asit (%19.31) tir. Kuşburnu çekirdek yağının doymamışlık derecesi linoleik asitten daha fazla olan yağ asitlerini içermemesinden dolayı, bu yağ tat ve aroma bozulmasına karşı dirençli, yani oksidasyon stabilitesi yüksektir. Bu özelliklerinden dolayı kuşburnu çekirdek yağının "gurme yağı" olarak değerlendirilebilineceği, kullanıma sunulması ile tüketiciye değişik bir yağın sunulmuş olacağı ve ürün çeşitliliğinin arttırılmasına katkıda bulunabileceği belirtilmektedir. Kuşburnu çekirdek yağı, mısır özü, ayçiçeği, susam, kolza ve pamuk tohumu yağı ile aynı sınıftadır. Bu sınıf yağlar çoğunlukla yemeklik, kızartmalık ve salata yağı olarak kullanılabildiği gibi; aynı zamanda shortening ve margarinlerin hazırlanmasında da kullanılmaktadır. Kuşburnu çekirdek yağının da yukarıda belirtilen kullanım alanlarında değerlendirme olanakları vardır.Yine çekirdeklerin içerdiği yağlardan kozmetik sanayinde de faydalanılmaktadır. Yarı kuruyan yağlar sınıfında olduğu belirtilen kuşburnu çekirdek yağının özellikleri nedeniyle özellikle boya ve vernik sanayinde kullanılmasının uygun olacağı görüşü de savunulmaktadır.

Hayvanlar üzerinde yapılan denemelerle kuşburnu tohumlarının kolesterol ve trigliserid oranını düşürdüğü belirlenmiş, bu nedenle kuşburnunun diyetik insan gıdalarında bir bileşen olarak kullanılabilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır.

Kuşburnu çekirdeklerinden elde edilen yağ dünyanın birçok ülkesinde kozmetik sanayinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. Özellikle Avrupa ülkelerinin birçoğunda, bileşiminin büyük çoğunluğunu kuşburnu çekirdek yağının oluşturduğu çeşitli kozmetik ürünleri ticari olarak oldukça yüksek fiyatlardan alıcı bulmaktadır. Kuşburnu çekirdeklerinden elde edilen yağ kullanılarak üretilen ürünleri ve kullanım alanlarını şöyle sıralayabiliriz:

1. Kuşburnu yağı:

Kuşburnu yağı; masaj, cilt koruyucu,yaşlanmayı geciktirici, gençleştirici, kırışıklıkları önleyici (özellikle göz ve ağız çevresi), güneş ve sert hava iklimlerinden koruyucu, yaralanmış dokuları iyileştirici ve kalınlaştırıcı (eczacılık) ve hücre yenileyici olarak kullanılmaktadır.

2. Cilt koruyucu Kuşburnu Ürünleri

a) Yüz temizleyici kuşburnu yağı

b) Nemlendirici Kuşburnu Kremi

c) Kuşburnu kremi

d) Doğal şifalı Kuşburnu sabunu

e) Doğal kuşburnu yüz losyonu

f) Yaşlanmayı geciktirici kuşburnu kremi

g) Kuşburnu spreyi

Yukarıda maddeler halinde verilen cilt koruyucu kuşburnu ürünleri; yüzdeki lekeleri giderici, hücre yenileyici, yaşlanma belirtilerini azaltıcı, deri elastikiyetini artırıcı, pigmentasyonu azaltıcı, kılcal damar çatlamalarını önleyici, yumuşatıcı, yara izlerini giderici, güneşten koruyucu, nemlendirici, deri güçlendirici, pürüzsüzleştirici, sivilcelerden koruyucu, ölü hücreleri temizleyici ve yenileyici olarak kullanılmaktadır.

Sonuç olarak kuşburnu meyvesinin pulpuna ilaveten çekirdeklerinin de hayvan yemi olarak kullanımı yanı sıra, gıda sanayinde ve kozmetik sanayinde kullanım olanakları mevcuttur. Ancak, bugüne kadar kuşburnu çekirdeklerinden hayvan yemi olarak kullanımı dışında herhangi bir atılımda bulunulmamış olması ülkemiz ekonomisi açısından büyük bir kayıptır

BÖĞÜTLEN



Ülkemizde yol kanarlarında, korularda, ormanlarda sık rastlanan, dikenli bir ağacın meyvesi olan böğürtlenin faydaları saymakla bitmiyor. Üstelik meyve organik asitler, mineraller ve vitaminler bakımından çok zengin…
Meyveleri tam olgunlaştıktan sonra daha şifalı olan böğürtlenin faydaları şunlar:
Düzenli yenen böğürtlen yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlüyor.
Böğürtlenin sıkılarak elde edilen suyu ishallerde çok faydalıdır. Ancak böğürtlen suyu saklanamaz taze içmek gerekir. Saklanırsa sirkeleşir.
Ağız yaralarında, gerek taze ve gerekse kurutulmuş 20 gram böğürtlen yaprağı 1 litre suda haşlanırsa, bu çay ağız yaraları için çok faydalıdır.
Kurutulmuş yapraklarından yapılan şurubunun kanı temizleyici etkisi de var. Bu şurup öksürüğü olanlara da iyi geliyor.
Ayak yorgunluklarında, böğürtlenin sürgünleri ve kökleri 100 grama 1 litre su ölçüsüyle kaynatılırsa, ılıyınca ayak banyosu olarak kullanılabilir. Ayak yorgunluklarına çok iyi gelir.
Güzellik için, böğürtlen çiçekleri ise 50 grama bir 1 litre su ölçüsü ile kaynatıldığı zaman, elde edilecek bu şifalı su eller için çok iyi bir güzellik losyonudur.
Her gün yenen bir avuç böğürtlen kanserden korur. Yapılan araştırmalar böğürtlenin, bünyesinde barındırdığı antioksidanların bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Kanı incelterek kan şekerini dengeleyen böğürtlen, diyabet rahatsızlıkları olan hastalar için önemli bir şifa kaynağı
Yaprakları kaynatılarak suyu ile gargara yapılırsa, diş eti ve bademciklerdeki iltihaplara iyi gelir
Kökleri kaynatılarak suyu içilirse böbrek kumunun ve taşlarının düşmesine yardımcı olur.
Böğürtlenden şurup ve reçel de yapılır. Şurubu göğüs ve solunum yolları rahatsızlıklarında oldukça yararlıdır.
Böğürtlen yaralara sürülürse iyileşmelerini kolaylaştırır.
İyi bir antioksidandır. Vücuttaki zararlı maddelerin temizlenmesine yardımcı olur.
Tansiyonu düşürür ve bedeni güçlendirir.
Olgun böğürtlen idrar söktürücüdür ve kabızlığa iyi gelir.
Tok tutan bir meyve olan böğürtlen zayıflamak isteyenler için de bire bir…

KEKİK



Kekik Neye Yarar – Kekik Özellikleri Nelerdir?

Kekik kullanımı sağlığımız açısından birçok farklı yönden önemlidir.
Serbest radikallere karşı etkili antioksidan etkisi bulunur.
Kanserin meydana gelmesini önleyici özelliktedir.
Şifalı bitkiler grip : Nezle, grip, öksürük, boğaz iltihabı, bademcik iltihabında ve balgam söktürücü sorunlara iyi gelmesi kekik yararları arasındadır.
Kekik balgam sökücü bitkiler arasında yer alır.
Üst solunum yolları iltihabında kekik çay olarak kullanımının yanında gargara şeklinde de kullanılabilir.
Kekik mide, karın ve başağrılarına karşı etkilidir.
Ağız kokusuna karşı garagası yapılır.
Kolesterol miktarını düzenler.
Şeker hastalığına karşı yararlıdır.
Sindirimi kolaylaştırması kekik bitkisinin faydaları arasındadır.
İdrar söktürücüdür.
Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu kekikotunun balgamlı öksürük ve boğmaca da kullanılabileceğini belirtmiştir.
Kekik baharat olarak kullanımıyla yemeklere salatalara lezzet katmak ve hazmı kolaylaştırmak içinde kullanılır.
Kekik nasıl kullanılır ?
Kekik çayı : Yarım tatlı kaşığı kurutulup ince kıyılmış haldeki kekik bir bardak sıcak suyla haşlanır (su bardağı). Üstü kapatılır ve 10 dk demlendirilerek süzüldükten sonra ılık olarak içilir. Günde 2 veya 3 bardak içilebilir. Kekik kesinlikle kaynatılmamalıdır.

PAPATYA




 
Uykusuzluk, ateş ağrı, kramp, gaz şikayetlerine karşı etkili olan papatyanın faydaları saymakla bitmiyor. Aynı zamanda kozmetik ürün niyetine kullanmak mümkün. Papatya suyuyla yıkanan cilt diriliğini korurken saçlar da parlaklık kazanıyor

Dr. Ayşegül Yıldırım, papatyanın hangi şikayetlerde nasıl kullanılacağını şöyle anlatıyor:
·  Göz, göz kapağı iltihaplarında, kaşıntılı ve akıntılı deri döküntülerinde dıştan kompres ve yıkama yoluyla kullanılabilir.
·  Diş ağrısında gargara yapılır.
·  Ağrılı bölgelere, kurutulmuş papatya ile doldurulmuş sıcak yastıklar koymak (Bitki Yastığı) özellikle önerilir.
·  Ağır hastalıklardan sonra papatya banyoları hastanın toparlanmasına yardımcı olur.
·  Yüz ve cilt güzelliğ için kaynatılmış bitki suyuyla haftada bir-iki kez yüz yıkanır.
·  Özellikle saçları açık renk olanlar, kaynatılmış papatya suyu kullanabilirler. Saçlar parlaklık kazanır.
·  Papatya merhemi, hemoroid (basur), anus yara ve çatlaklarına karşı kullanılabilir. Bu merhem, ayrıca vücutta oluşan yaraların tedavisinde de doktor tarafından önerilen tedaviye ek olarak uygulanabilir.
·  Papatya buğusu, nezle ve sinüzit gibi rahatsızlıklarda kullanılır. (Buğu tedavisinden sonra hemen soğuk havaya çıkmamak gerekir)
·  Nedeni bilinen kronik ağrılarda (sinir ağrıları, romatizma) gibi papatya yağı ile masaj yapılabilir.

Çayını iç, banyosunu yap, merhemini sür

Her derde deva olan papatya, birçok şekilde kullanmak mümkün. Ayşegül Yıldırım, papatyanın şifa vermesi için nasıl hazırlanması gerektiğini anlatıyor:
·  Çay : Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu çiçek, orta boy bir demliğe konur (250-300 cc'lik) demlenmeye bırakılır (kaynatılmaz) ve 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür.
·  Banyo amaçlı: Tam banyo için dört avuç dolusu, yüz veya saç yıkamak için bir avuç dolusu papatya çayı haşlanır. 10 dakika demlendikten sonra banyo suyuna eklenir.
·  Kompresler: Bir bardak kaynar süt, bir yemek kaşığı dolusu çiçeğin üstüne dökülür, demlenmesi için 8-10 dakika beklenir ve posası süzüldükten sonra sıcak sütle kompresler yapılır.
·  Bitki yastığı: Keten bezinden yapılmış bir yastık, kurutulmuş çiçeklerle doldurulur ve ağzı dikilir. Kuru bir tavada veya fırında iyice ısıtılır ve ağrılı bölgenin üstüne koyulur.
·  Papatya yağı: Güneşli havada toplanmış çiçekler, bir şişenin içine gevşekçe doldurulur ve üstüne sızma zeytinyağı çiçekleri örtecek kadar eklenir. Şişe 14 gün boyunca, arada bir çalkalanarak ve kapağı açılarak güneşte bekletilir. Daha sonra tülbentten süzülür ve koyu renkli şişelerde serin bir yerde saklanır.
·  Papatya merhemi: 250 gr. ghee (sade yağ) tavada ısıtılır ve iki avuç dolusu taze papatya içine eklenir. Tavadakiler köpüklenmeye başlayınca karıştırılır, ağzı kapanarak serin bir yere bırakılır. Ertesi gün yeniden ısıtılır, tülbentten geçirilerek süzülür ve cam veya porselen merhem kaplarına aktarılır. Buzdolabında saklanmalı. (Sade yağ: Taze tereyağı tercihen tuzsuz orta kısık ateşte eritilir. Yanmaması için sürekli karıştırılarak kaynatılır ve üzerinde oluşan beyaz köpükler sürekli alınıp atılır. Köpükler artık oluşmadığı zaman yağ hazır demektir. Daha sonra temiz bir tülbent yardımı ile süzülen yağ saklanarak gerek yemek gerekse ilaç hazırlamada kullanılır.)
·  Papatya Buğusu: Kaynar su bulunan bir kabın üstüne içine taze veya kurutulmuş bitkiler konduktan sonra temiz bir çarşaf çadır gibi hazırlanarak hasta içine oturtulur. Çıkan buharı teneffüs etmesi sağlanır. Bir süre sonra , yumuşamış olan bu sıcak bitkiler çıkan buhar genize çekilir. Küçük çocukların yetişkin birinin kucağına oturtularak buğu yapılması şarttır.

14 Aralık 2010 Salı

ISIRGAN OTU



Vücutta hücre yenilenmesini saglayan isirgan otu; alyuvar yapimini artiriyor. Yaprak ve sürgünleri salata seklinde veya pisirilerek yenildiginde, kansere karsi etkili oluyor.

Isirgan otu, birçok rahatsizliga iyi gelen ve sonbahardan ilkbaharin sonuna kadar bahçelerde bol miktarda yetisen bir ottur. Isirgan otunun genellikle yaygin olan 2 türü, tedavi amaçli kullaniliyor. Büyük isirgan otu ve küçük isirgan otu. Yaprak, tohum ve kökün içerdigi etkin maddeler arasinda farkliliklar bulunuyor. Yaprak çayinin baslica özellikleri olarak, idrar artirici, ödem çözücü, kan temizleyici, kan yaptirici, iltihap giderici, demir eksikligini giderici ve organizmayi uyarici nitelikleri siralanabilir.

Temel niteliklerden dolayi romatizma ve gut, romatizmal eklem deformasyonlari, böbrek ve idrar yollari iltihabi, teshis edilemeyen siddetli bas agrilari, prostat büyümesi, mide ve bagirsak ülseri, böbrek ve safrakesesi tasi, güçsüzlük ve bitkinlik halleri, kansizlik ve alyuvarlar eksikligi, demir eksikligi, tüm alerjik rahatsizliklar (bahar nezlesi dahil), egzama, ergenlik sivilceleri ve fistüllere karisi etkili oluyor. Bu hastaliklara karsi uygulanacak yaprak çayi tedavisi, 2-4 hafta süreli kürler halinde uygulanabilir.

Bu süre içinde, günde 2-4 bardak bitki çayi, tatlandirilmadan, ögün aralarinda, sicakken içilebilir. Agir kalp ve böbrek hastaligindan kaynaklanan ödemlere karsi kullanilmadan önce doktora danisilmalidir. Kökler, eger istenirse her zaman yaprakla karistirilarak kullanilabilir. Ama öncelikle, prostat büyümesine karsi, uygulanan tibbi tedaviyi destekleyici olarak çok etkili olur. Ayrica, yalniz veya yaprakla birlikte hazirlanan kaynama suyuyla bas yikandiginda, saç dökülmesi durur, saçlar parlaklik kazanir, kepeklenme sona erer.

UYARICI VE GÜÇLENDIRICI

Tohumlar, öncelikle organizmayi uyarici, güçlendirici ve savunma gücünü artirici özelliklere sahip oldugu için, yaslilarda güçlendirici amaçli olarak kullanilabilir. Yesil isirgan otu, sapin dibinden kesilerek, romatizma, gut, eklem deformasyonu, siyatik ve lumbagoya karsi, dogrudan hasta bölgeye sürülerek de kullanilabilir. Bitkinin yakici tüylerinin deriyi tahris etmesiyle, uzun süreli, rahatlatici bir sicaklik olusur ve agri diner.

DERE OTU



Bilgi: Maydanozgiller familyasındandır. Akdeniz havzası kökenli, bir ya da ikiyılIık dayanıklı otsu bitki olup ükemizde yaygın olarak yetişir. 60 cm. kadar boylanabilir. Gövdesi yeşil ya da mavi-yeşil renkli, yuvarlak kesitli, içi boş ve bir ana gövdeden dallara ayrılan yapıdadır. Hoş kokulu, iplik gibi ince yapılı ve tüylü olan yeşil ya da mavi-yeşil yaprakları; yaz ortalarında 20 cm. kadar genişlikte şemsiyeye benzer salkımlar oluşturarak açan sarımsı renkli, hoş kokulu minik çiçekleri vardır. Oval biçimli, yassı ve esmer kahverengi küçük tohumları (meyvesi) da hoş kokulu olur. Bitki, tohumlarıyla çoğalır.
Dereotunun tıbbi bakımından en önemli bölümü olan tohumları, bileşiminde karvon: limonen adlı maddeler bulunan % 4 oranındaki uçucu yağ ile ayrıca pektin, reçine ve bazı mineralleri içerir. Bu tohumlar aynen ya da ezilip baharat olarak bazı yemek ve besinlere katılır. Bitkinin yaprakları, çeşni vermesi için, yemek ve salatalara konur.

Tibbi Etkileri ve Kullanımı Besin ve ilaç olarak bedene yararlı nitelikleri ta Eski Mısırlılar zamanından beri bilinen dereotunun tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sinirleri yatıştırır ve bedeni rahatlatır.
• Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. Özellikle küçük çocuklarda gaz söktürücü etkisi önemlidir.
• Sindirimi kolaylaştırır. Karın ağrılarına iyi gelir.
• Mineral yönünden zengin olduğu için tuzsuz rejimlerde yer alır.
• Hıçkırığı kesici etkisi vardır.
• Süt bezlerini uyardığından emzikli annelerde süt gelişini artırır.
• Kusma refleksini bastırır.
Bütün bu etkilerini sağlamak üzere, tohumları iyice olgunlaşmadan önce bitki kesilip çok sıkı olmayan demetler halinde bağlanarak kurutulur. Tohumları iyice olgunlaşıp renkleri esmer kahverengine dönüşünce yere temiz bez ya da kâğıt serilip üzerinde demetler dövülerek tohumlarını dökmesi sağlanır. Bu tohumlardan 1-2 tatlı kaşığı alınarak hafifçe ezilip üzerine 1 bardak kaynar su dökülür ve 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Yemeklerden önce bu infüzyondan birer bardak içilir.
• Dereotu nefesin kötü kokusunu temizler. Bunun için tohumlan ağızda çiğnenir.

IHLAMUR



Yurdumuzda Marmara ve Doğu Karadeniz Bölgeleri‘nde bol miktarda yetişen ıhlamurun çiçek, yaprak, kabuk ve ağacından faydalanılıyor. Hoş kokulu bir bitki olan ıhlamur aynı zamanda iyi bir ev ilacı. Kurutulmuş ıhlamur yaprakları, çiçekleriyle birlikte kaynatılarak yapılan hoş kokulu içecek sinirleri yatıştırır, bağırsak kurdunu düşürür, bağırsak sancısını giderir, öksürüğü keser, damar tıkanıklığını açar, gribi iyileştirir, hazımsızlığa karşı kullanılır, mide üşütmesini ve uykusuzluğu giderir. Ihlamur ayrıca idrar söktürücü, terletici, yatıştırıcı, göğüs yumuşatıcı özelliğe de sahiptir. Ihlamur çiçeği balla karıştırılıp içilirse mide ülserine iyi gelir. Kan dolaşımını düzenler...

Ihlamurun içinde uçucu yağ, tanen, şeker, C ve P vitamini, reçine ve enzimler de bulunuyor. Mide şikayeti olanlar ıhlamuru tek başına kaynatıp içerse hazmı kolaylaştırır. Bunun yanısıra ıhlamurun içine biraz kekik, nane ve rezene katıp kaynatıp içerseniz hem mide yanmalarına, hem de kusma türü rahatsızlıklara iyi gelir.

Bunların yanında ıhlamur kan dolaşımını düzenler. Kabızlıkta da ıhlamurdan yararlanabilirsiniz. Kramplar için de ıhlamurun iyi bir ilaç olduğunu unutmamalısınız. Sabah aç karnına içilmeye devam edilen ıhlamur zayıflamak isteyenlere bu hususta yardımcı olur. Ihlamurun migren için de birebir olduğu bilinir. Ancak ıhlamuru uzun süre ve fazla miktarda kullandığınızda kalbinize zarar verebileceğini de unutmamalısınız!

Strese karşı ıhlamur çayıİçine çok az karanfil atarsanız hem güzel bir tat elde etmiş olursunuz, hem de sizi sakinleştiren etkisini arttırırsınız.

Grip ve nezle ye ıhlamur
Bu tür hastalıklarda ıhlamur sadece terlemeyi sağlayarak değil, aynı zamanda vücudun direncini de artırarak tedaviye yardımcı olur.

Güzellik için ıhlamur
Göz çapaklanmalarında ıhlamuru kaynatın ve süzün. Pamuk yardımı ile gözlerinize kompres yapın. Hem çapaklanmaları önleyecektir, hem de gözünüzü dinlendirecektir. Gözlerinize kompres yaparken gözünüzü kapatmayı unutmayın.

Ihlamuru kaynatıp elde ettiğiniz su ile ara sıra saçlarınızı yıkayarak saçlarınızın beslenip kuvvetlenmesini sağlayabilirsiniz. Bu işlemden sonra saçınızı durulamayı ihmal etmeyin.

Cildinizde leke mi var?
Hemen ıhlamuru suda kaynatıp sıvı sümüksü bir hal alıncaya kadar bekletin. Sonra bu sıvıyı lekelere sürün faydasını göreceksiniz. Yine aynı şekilde elde edeceğiniz ıhlamurla kırışıklıklara masaj yaparsanız iyi sonuç alacaksınız.

ADA ÇAYI



Bilim adamları alzheimer için aranan ilacı mutfakta buldu. Adaçayının alzheimer sendromlarından unutkanlığa karşı etkili olduğu açıklandı.

Şifalı bitkilerle ilgili en eski metinleri inceleyen Britanyalı bilim adamları, adaçayının hafıza üzerinde etkili olduğu sonucuna vardı. Britanya'nın New Castle ve Northumbria Üniversitelerinde yürütülen araştırma için 44 denek seçildi. Deneklerin bir kısmına adaçayı yağı, bir kısmınaysa etkisiz maddeler içeren tabletler verildi. Daha sonra yapılan kelime hatırlama testlerinde adaçayı tableti alanların çok daha başarılı olduğu görüldü.
Araştırma ekibinden Nicola Tildsey, "Bu çalışma, yüzyıllar önce şifalı bitkilerle uğraşanların çalışmalarının ne kadar değerli olduğunu ve bazı hastalıklar için onların söylediklerinin ciddi biçimde ele alınması gerektiğini ortaya koydu" dedi.
Adaçayının alzheimer üzerindeki etkileriyle ilgili daha geniş kapsamlı bir araştırma başlatan ekibe ilham verenlerin arasında John Gerard'ın 1597 tarihli kitabı da vardı.

Gerard, adaçayının hafızayı güçlendirip, kafayı çalıştırdığını söylüyordu.
Araştırma, İngiliz Şifalı Bitkiler Araştırma Merkezi'nin (MPRC) daha önceki bulgularıyla da uyumlu. MPRC'nin araştırmasında, adaçayının, alzheimer nedeniyle azalan bir beyin kimyasalını koruduğu görülmüştü. Ortalama ömrün artmasıyla yaygınlaşan alzheimer, ilaç endüstrisinin en aktif olduğu alanlardan.

Adaçayının antioksidan ve iltihapları giderici özellikleri de bilimsel araştırma konusu.



Faydası
Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır.

Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Pek çok doktorun, ada çayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış olduklarını biliyoruz (Referans1: M.Treben). Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıkları nda, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir.

-Ada çayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder.

-Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır.

-Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar.

-Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır.

-Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır.

Ada çayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları , yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmaları nda veya ülserlerinde özellikle önerilir.

Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi. Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar. Ada çayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanısıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada ada çayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır.